Yav Ümit reis, sen ki yazdığın kitapların, yaptığın analizlerin, ve ufuk açan tespitlerin ile büyük bir ülkü idealini benimseyen gençlik için yolumuzu aydınlatan hedef gösterici idin.
Ne zaman politikleştin,
seni de kaybettik..
Neden mi? twitter.com/umitozdag/status/1723796456400658874
Misal Kosova'daki savaşın yaşandığı 1998-1999 döneminde çoğunlukla Arnavut olmak üzere 10 binden fazla Kosovalı öldürüldü ve 1 milyonunun üzerinde farklı etnik gruplardan Kosovalı evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Türk ordusunun Kosova'ya girişi halk tarafından karşılanmıştı.
Misal 1992'de başlayıp, 1995'de tam 3 yıl, 8 ay, 1 hafta ve 1 gün süren Bosna savaşını ele alalım.
Bu yıllar boyunca süren çatışmalar da toplam da 30.521 Boşnak askeri ve 31.583 Boşnak sivil öldürüldü.
Haritanın batısından doğusuna doğru geçiş yapıp Aralık 1994'ten Ağustos 1996'ya kadar süren ve 1994–1995 yıllarında, özellikle Grozni Muharebesi'nde zirveye ulaşan Birinci Çeçen Savaşı'na bakalım.
Rus askeri ölümlerinin resmi rakamı 5.732 iken çoğu tahmin, bu sayıyı 3.500 ile 7.500 arasında, hatta 14.000'e kadar çıkarıyor. Öldürülen Çeçen kuvvetlerinin sayısıyla ilgili kesin rakamlar olmamasına rağmen, çeşitli tahminler yaklaşık 3.000 ila 17.391 ölü veya kayıp bildiriyor.
Konusu açılmışken Rus istihbaratı tarafından 1996’da Çeçen lider Cahar Dudayev’in, Necmettin Erbakan’ın verdiği bu uydu telefonu ile görüşme halindeyken anlık koordinatlarının Ruslara verilmesi ile yapılan hava saldırısında öldürülmüştü.
Eski pilot olan Dudayev'in son bakışı.
1992-1993 yılları arasında Abhazya'da Gürcistan güçleri ile Abhaz güçleri arasında meydana gelen 1 yıl, 1 ay, 1 hafta ve 6 gün süren Abhazya Savaşına bakalım.
Rusya'nın da dahil olduğu bu çatışmanın taraflarının eylemleri sonucu toplam da 50bin kişi hayatını kaybetmiştir.
Gelelim kuru fasulyenin faydalarına
Şimdi arkadaşlar tek tek ülkenin etrafında ki çatışmaları hatırlatıp balık hafızalarınızı yenilemek gibi ulvi bir amacım yok.
Fakat Ümit Reis'e dedim ya politika seni bozuyor diye.. Hah unutmadan bu tezimi sentezleyeyim. 😎
Şimdi bu etrafımızın ateş çemberi olma hadisesi "30 yıldır etrafımızda savaşların" olduğu mesajını veren infografik bilgi ilk olarak 30 Nisan2014 de 01 Mart 2022 Salı 13:161 Mart 2022 Salı günü Pelikancılar tarafından haberleştirildi.
Gayet normal habercilik açısından güzel tespit bunda bir problem yok. 😉
Fakat bu içeriklerden daha sonra internete benzer hiç bir haber vs. girilmiyor. Muhtemelen Dijital içerik üreten ajanslar tarafından tekrar düzenlenip ortak bir ağ üzerinden 9 Ekim'de tekrar dağıtılıyor. 😎
Aynı görsel tema üzerine farklı grafik tasarımlarla aynı içerik haber siteleri tarafından peşi sıra servis edilmeye başlanıyor.
Buraya kadar da her hangi bir problem yok gibi değil mi?
İşte şimdi filmin senaryosu değişmeye başlıyor. Haber Twitter'da ki farklı alanlarda içerik üreten sayfalar ve kişiler tarafından paylaşılmaya başlıyor..
29 ekim öncesi 2.2 Mn biri 1,1 Mn görüntülenme biri derken böyle hesaplar sayesinde etkileşim kademe kademe yükseliyor.
Hesaplara biraz daha böyle detaylı bakınca görseli, haberi, paylaşıp konuyu olgunlaştıran hesapların bir çoğunun profilinde "falanfilan HABER" yazması ve feto iltisak ve irtibatlı KHK mağduru olmaları gibi bazı ortak özellikleri var ne tesadüf.
Aslında ben sanıldığı gibi ülkenin etrafı yangın yeri de biz savaşta değilmişiz gibi oluşturulmaya çalışan algının yanlış olduğunu izah edecektim.
Fakat çok farklı şeyler yakaladım birileri fena tezgah kuruyorlar. O tarafa dalınca dijital ipi çektikçe izler bir birine bağlandı.
Müsaadenizle toplayayım 1978'de karargaha sunulan raporda şu ifadeler geçmekteydi.
"Biz Mardin'de iken Derik'te bir polis güpegündüz sokak ortasında kurşuna dizilerek öldürülmüştür. Davaya bakacak olan Derik Hâkimi istirahat almış, bir diğeri kendi kendini reddetmiş,
Mazıdağı Hâkimi yetkisizlik kararı vermiş.
Yüksek Hâkimler Kurulunca görevli kılınan Mardin Hâkimi ise sanık bir öğretmenle üç eğitim enstitüsü öğrencisini tutuklayacak yürekliliği gösterememiştir.
İşin dramatik yanı,
savcı, bu sanıkların sorguları yapılırken pencerelere kum torbaları yığılmak suretiyle can güvenliklerinin sağlanması talebinde bulunmuştur.
15 Mayıs 1992 - PKK, Şırnak, Taşdelen köyü karakoluna 600 kişilik grupla baskın yaptı: 27 er ve 40 PKK'lı yaşamını yitirdi.