''J. P. Morgan daha 24 yaşında çevirdiği dolaplarla 1893 krizinde dünyanın en güçlülerinden biri olmuştu.
-1980 ve 1990'larda Washington kökenli IMF ve Dünya bankası tarafından uygulanan metotları Morgan önceden işaret etmiş: "Bizim kurallarımıza göre oyna ya da yok ol..."
- 1880'lerde ABD'de 2 büyük aile vardı. 2 düşman olan Morgan ve Rockfeller menfaatleri için dost oldu.
- Morgan,1893'de ABD'nin altın rezervlerini kontrolüne almıştı.
- Ortaya çıkan oligarşi,ABD başkanlarını -gazetelerde dahil olmak üzere- satın alıyor,sistemin kölesi yapıyordu
- ABD'deki baronlar,1861-1865 iç savaşı ve 1875 madeni paranın sürdürülmesi kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ortaya çıkmışlardı.
- 1893 paniğini bankacılar tasarlamıştı. Panikte kazananlar Morgan, NYC BANK'ın başındaki Stillman,Belmont ve Loev&Co.(bir avuç borsacı) olmuştu.
- Tekel karşıtı olarak bilinen Roosvelt, gerçekte para kartelini ve özellikle de Morgan'ın çıkarlarını sağlamlaştırıyordu.
- 1913'de Merkez bankası kanunu bankerler hazırlamıştı.
- Abraham Lincoln'ün projesi devam etseydi Rothschild yok edilebilirdi.
- Avrupa'daki Rothschild hanedanı, o dönemin dünyada en güçlü fınansal grubuydu. Güçleri, hanedandaki mutlak aile kontrolüne dayanıyordu. Aile servetini ve sırlarını korumak için erkek çocuklar kuzenleriyle evlendiriliyordu.
- Yeni Ahit'teki Matthew'ün Kitabı'nda der ki: "Bir kişi, iki efendiye hizmet edemez. Ya birini sevip diğerinden nefret edecektir ya da birine kendini adarken diğerini küçümseyecektir. Aynı anda hem Tanrı'ya hem de ihtirasa hizmet edemezsin."
- Bundan yaklaşık yüzyıl önce Standard Oil tekelini kuran John D. Rockefeller'a nasıl dünyanın en zengin işadamlarından biri olduğunu soran gazeteciye hiç tereddüt etmeden "Parayı bana Tanrı verdi!" demişti.
- Londra ve Wall Street'teki uluslararası bankacıların kendi düzenlerinin devamını sağlamak için profesörlükler bağışlaması ve hatta kendi çıkarlarının devamı için Nobel Ekonomi Ödülü dağıtması kimseyi şaşırtmamalıdır.
- Oligarşi,ekonomik gücünü kullanarak iflas dalgaları/ekonomik bunalımlar,hatta panik olayları yarattılar. Ortaya çıkmakta olan oligarşi,hâkimleri,valileri,kongre üyelerini, yargıçları, gazete editörlerini ve hatta başkanları, kendi çıkarlarına hizmet etmeleri için satın almıştı.
- Bu çıkarlar binlerce gencin bir hiç uğruna öldükleri savaşlarla besleniyor ve basın da onların işlerini kolaylaştırıyordu.
- Aralarından hiçbiri Morgan kadar kurnaz değildi. ABD finans tarihinin hiçbir dev şirketi Junius Pierpont Morgan kadar dolandırıcı ve hilebaz olamaz.
- Rockefeller, Morgan, Dodge, Mellon, Pratt, Harkness, Whitney, Duke, Harriman, Carnegie, Vanderbilt, DuPont, Guggenheim, Astor, Lehman, Warburg, Taft, Huntington, Baruch ve Rosemvald gibi 60 aile hile, yolsuzluk ve zorbalıkla ABD'nin kaderini ellerine almışlardı.
- Morgan'ın bankası ayrıca 1. Dünya Savaşı sonrası Almanya'nın yeniden yapılandırılması için Dawes Planı'nı hazırlayacak ve Hitler'in güçlenerek 2. Dünya Savaşı'nı başlatmasına zemin hazırlayacaktı.
- Baronlar herhangi bir ülkeye sadık değillerdi. Onların dünyaları belli bir ulusal bölge değil; nüfuzlarını kullanabildikleri/olayları mali çıkarlarına göre değiştirebildikleri her yerdi. Sonuç olarak gizlilik, başarıları için en önemli şarttı.
- Para, güce ulaşmak için çok önemli bir anahtardı. Kredi -ya da kredi almanın engellenmesi- bir bölgenin ya da ülkenin kontrolünü ele geçirmek için kullanılabilirdi. Para ya da daha net bir ifadeyle paranın kontrolü, bankerlerin en stratejik hedefiydi.
- Ülkelerin kontrolünü merkez bankaları aracılığıyla elde etmek, onların iktidarı için en önemli şarttı. Sonuç olarak uluslararası bankerlerin tek bir amacı vardı, o da çevirdikleri dalaverelerle dünyanın finansal kontrolünü ele geçirmekti.
- Bir zamanlar dünyanın süper gücü olan Roma İmparatorluğunun gerilemesinin ve nihai çöküşünün kökenleri bir yönetici aristokrasinin, daha doğrusu bir servet oligarşisinin,
..devletin iyiliği için değil de kendi özel servetlerini beslemek ve kişisel güçlerini artırmak için fetih savaşları ve yabancı toprakların yağmalanması yoluyla imparatorluğun sınırlarını genişletmek üzere aldıkları siyasi kararlarda yatmaktadır...
- Romalı yöneticilerde, halkın dikkatini kötüleşen ekonomiden başka yöne çekmek için fakirlere bedava buğday dağıtıp onları sirklerle/bunlar gibi birçok etkinlikle oyalayarak herhangi bir toplumsal huzursuzluğun oluşmasını engelleyen ünlü “ekmek ve sirk” stratejisini uygulamıştı.
- Siyasi makamlar gitgide varlıklı kimselere satılır hale gelmişti. Buna karşılık kitleler de, çeşitli siyasetçilerin kendilerine iyilikte bulunması için, demokrasi maskaralığı için, oylarını ‘satıyorlardı...''
(Amerikan Yüzyılının Çöküşü/Engdahl - Notlar - 1)